Serseri bir kurşun gibiyim...Amaçsız,mesnetsiz...Faydasız avuntulardan çok uzak düşünceler kaplamışken benliğimi...Çaresiz direnişler gibi suskun kalıyor haykırışlarım...Bölünüyorum,sonra suskunluğumla dağılıyorum uzak şehirlere...Adresi belli olmayan isimsiz mektuplar gibi...Oradan oraya savrulup duruyorum,kuru bir yaprak misali...Dur,durak bilmeden...Korkuyorum,ne olacak sonum...Korkuyorum kör karanlık kuyular gibi bütün varlığım...Kendi boşluklarım da kaybolurcasına düşüyorum...Ve üşüyorum,açık pencerelerimden süzülen zemheri yalnızlığımdan...
Ağlamak kar etmiyor geriye kalanlarla avunmama...Yüzümde asılı kalan acımsı gülümseyişte yetmiyor...Gitgide uzaklaşıyorum mutluluktan...Sensizliğe bir bataklık gibi saplanıyorum...Hiç bir çırpınış,hiç bir haykırışta geri döndürmüyor seni...
Serseri bir kurşun gibiyim...Amaçsız,mesnetsiz...Dönüp dolaşıp kendimi vuruyorum...Ve taşımıyor artık hiç bir suçluluğu yorgun bedenim...Sonuçsuz ayaklanmalar geri duruyorken içimde...Bir bir boğazıma diziliyor bütün söyleyemediklerim...Yutkunuyorum,gelip yüreğime oturuyor senden ne kaldıysa geriye...
Serseri bir kurşun gibiyim işte...Amaçsız,mesnetsiz...Bir o kadar çaresiz bir de...Biliyorum sonu yok bu gidişin...Biliyorum dinecek hızım...Çarpıp bir yere sonunda düşeceğim...Biliyorum dinecek hızım...Oysa bir amaç uğruna sıkılmayı dilerdim...Sana doğrulmalıydı belki de namlunun ucu...Sana saplanmalı ve içinde kalmalıydım...Belki de tam kalbinden vurmalıydım seni...Senin kollarında dinmeliydi hızım...Senin varlığında durulmalıydı içimde ki bu ince sızım...
Devam Edecek...
|