Hep saklı kalmış sözlerim uğrunda, gurur denilen illetin
kurbanı olmuş hayatlar ve karanlığında gecelerin yok olmuş siluetler görürüm
yürüdüğüm yollarda… Ve hep yürürken aslında hiç de yalnız olmadığımı bilirim…
Kim bilir milyarlarca insan arasında, her saniye neler kazınıyor yüreklere…
Kimin yüreğine hangi acı çöküyor, kimler gülümsüyor… Yeni doğmuş bir çocuğu
kucaklarken birileri, kim bilir kimlerin kollarında kaç hayat son buluyor…
İşte belki de; bu yüzden bu yorgunluğum… Belki de bu yüzden
bu kadar her şeyden vazgeçmişliğim… Yaşadığım sürece hep başkalarının
hüzünlerinde yıkıldım ben… Hep başka acılarla, paylaştığım hayatlarla doldurdum
yüreğimi… Kendim olmak için savaşma fırsatım olmadı hiç… Daima üzerimde
taşıyamadığım, yüreğime ağır gelen yükün altında ezildi benliğim… Ben hiç
aklımdan çıkartmadım yürürken aslında hiç de yalnız olmadığımı…
İşte belki de bu yüzdendi; geceleri kendimle baş başa, bütün
o ihanetlerin, kahpeliklerin, adamı sırtından vuranların, gamsızların ve
vefasızların dünyasından uzak kalışlarımda, yani kendi öz benliğimle yalnız
kalışlarımda ki çaresizliğim…
Oysa kendim olamadığım anlarda bile, bana ait bir şeyler
vardı yüreğimde… Mutluluklarım değil belki, gülümseyişlerim değil… Ama yine de
bana ait bir şeyler vardı üzerimde… Gözyaşlarım vardı, kendi acılarımdan doğan…
O dayanılmaz baş ağrılarım benim ben olduğumu bir olsun unutturmuyordu bana…
Yarım kalmışlıklarım sonra…
Söyledim ya; saklı kalmış sözler uğrunda, gurur denilen
illetin kurbanı olmuş hayatlar görürdüm hep… Oysa benimde saklı kalmış sözlerim
vardı hep dudağımda yarım kalan… Saklı kalmış, sahibinin yüreğine hiç
dokunmamış sevdalarım yanı sıra… Ve umutlarım kendimden bile sakladığım, el
değmemiş… Hayat zaliminin dokunamadığı, benden alamadığı tek şey…
Günden güne ağırlaşan bir vebal bu belki de… Ya da
darağacına giderken boynuma vurulan pranga… Saklı kalmış sözlerim, hiç
duyulmamış şarkılarım uğrunda çok şey kaybetmiştim aslında… Bunu anladığımda ise
elimde kalan tek şey koskoca ve anlamsız bir pişmanlık yalnızca…
Şimdi bütün acılardan sıyrılma zamanı… Hayatın bana
yüklediği bütün bu yükü artık tek başıma taşıyamadığımı biliyorum… Ve hayatta
aldığım en büyük ders… Sözlerim saklı kalmayacak artık yüreğimde… Sonu ne
olursa olsun, söylenmemiş, sahibine ulaşmamış hiçbir mektup olmayacak… Ve
geçmişte yapılan her hatanın bedelini fazlasıyla ödemişken, bunlara bir yenisi
eklenmeyecek… Asla, asla yarım kalmayacak sevdalarım…
|