Sana yumardım yorgun gözlerimi gece yarıları...Sabahları sana uyanırdım...Doğan güneşi de kıskandırırdı içimde sıcaklığın...Sen olmazdın yanımda belki,ben yine de sana sarılırdım...Belki umuduna,belki hayaline...Ama yine de sımsıkı sarılırdım ben işte...Toprak nasıl kucak açıyorsa yağmura ben de sana öyle işte...Hani uçurum kenarında bir gelincik, nasıl muhtaçsa bir damla güneşe ve suya...Ben de sana,varlığına öyle muhtacım işte...
Sensiz kimsesiz,sensiz öyle anlamsızım ki...Seninle başlıyor bütün hikayelerim,sonrası...??? Sonrası yok...Karanlık...Sen gittiğinden beridir,gün doğmuyor dünyama...İsyanlarım faydasız,günlerim sarhoş...
Hoyratça harcanan bir sevdanın pişmanlığında,sabahı bulmayan karanlıklara vurmuşum kendimi...Senden başka çaresi de yok derdimin,kimse anlamaz sen gibi halimi...Senden başka hiç bir şey,hiç bir varlık merhem olmaz gönlümdeki yaralarıma...Kimse söndüremez içimdeki yangınımı...Anlasana işte...Nasıl muhtaçsam içtiğim suya,yediğim ekmeğe...Nasıl muhtaçsam aldığım nefese bile...Sana da öyle muhtacım işte...
Devam Edecek...