Gülüşün, uzak diyarlardan gelen müjdeli bir haber sanki bana... İçimi ısıtan, gönlüme dolan coşkun ırmaklar misali... Kilitleniyor kalıyorum bir gülümseyişine... Takatsiz, biçare kalıyorum ortada olduğum yerde... Bir gülüşüne bir ömür esareti değişecek gibiyim inan... Yalansız ve öylesine içten gülümsüyorsun ki... Tutuklu halim uzayıp gidiyor gecelere... Adın, resmin, sözlerin, gözlerin hepsi kayboluyor benliğimde... Sabahı bulmayan gecelerde bir gülümseyişin kalıyor senin durduğun yerde... Gece yalnızca senin gülümseyişine kadar sürüyor... Bir bir dökülüyor yıldızlar üzerime, karanlık kuytularına çekiliyor... Gülüşün sarıyor her yanımı, güneş gibi dokunuyor topraklarıma inceden inceye... Bütün çiçekler yeşeriyor işte gülümseyişinde... Bütün umutlar... Denizler duruluyor, bütün ihtişamlı resimler sus pus oluyor bir köşede... Kalem susuyor ve bütün güzellikler bir bir yok oluyor güzelliğinde... Ne mısralarım anlatabiliyor gülümseyişini, ne şarkılar kâfi geliyor...
Yüreğime bir ateş düşüyor işte sen gülümsediğinde... Adı aşk oluyor, sen kokuyor olabildiğince... Düşlerim sana yazılıyor bile bile... Kahve falları ve bütün yollar sana çıkıyor... Tutuyor köşe başlarını yalnızlık, bana dokunmuyor seni büyüttükçe içimde... Alıyor, infaz ediyor yalanlar sevdalıları... Beni bulamıyor... Sen içinde saklıyorsun beni de, bütün güzellikleri de... Bir gülümseyişin de bile kim bilir kaç can buluyor ruhum içinde... Her gün bin kez ölsem ne çıkar... Acı çeksem ne? Yalan olsam, talan olsam ne? Senin bir gülüşüne her şeyimi feda ederim bee. Vazgeçerim her şeyden senin bir kez gülüşüne...
|