Yüreğimde amansız bir gidiş hazırlığı, bir telaş... Çıkıp gitmekle, son bulmak arası kararsızlığın sancılı bekleyişi... Fırtınaya yelken açmaların korkusu, hesapsız susuşların çökmüşlüğü üzerimde... Ve ayrılıkların tekerrüründen ibaret ağlamalara gebe gecelerde, nafile tutunmaların, ayrı düşmelerin usanmışlığı duruyor daha içerimde bir yerlerde...
Oysa çıkıp gitmeye bir yerim bile yok bildiğim... Sahi gitsem son bulur mu acılarım? Sahi unutur muyum içimden atamadığım seni... Sana ait ne varsa geride bırakabilir miyim ya da? Hiç bir şey olmamış gibi yaşayabilir miyim yokluğunla... Çekip gitsem alışabilir miyim hiç anlayamadığım ayrılığımıza...
Sahi sen çıkıp gitmiştin daha önce... Söylesene kolay mı unutmak? Hiç acı çekmiyor mu insan içinde koskoca bir hayat son bulurken... İçinde taşıdığın canı infaz ederken acıyor mu seninde canın?
Gitsem unutulur muyum ben de iyiden iyiye... Kim bilir belki yıllar sonra... Bir şair geçer kimsesiz sokaklardan, şair gider mısralar kalır... Geçtiği yollarda izi kalırda o zaman hatırlanırım belki... Belki gülümseyerek, belki öfkeyle mısraları suçlarsın yaşanan pişmanlığından... Tutar atarsın elinde kalan son hatıramı da, ağlarsın benim hep yaptığım gibi...
Devam Edecek...
|