Kategoriler | ||||
---|---|---|---|---|
|
Günün Sözü |
---|
Fıkralar |
---|
Yürek Sayacı |
---|
Anketlerimiz |
---|
Main » Articles » Cem BÜYÜKKAYA Denemeleri |
Şimdi gidiyorum… Bütün nafile çırpınışlarımı, bir de
yalansız düşlerimi bırakıyorum sana… Ürkek öpüşlerimi sonra… Uğrunda harcanmış,
heder edilmiş yıllarımın yanına dilimde yarım kalmış sitemlerimi bir de… Şimdi gidiyorum… Bütün ihtimalleri, bütün "Keşke’leri, sonra bir de Ah!
Çekişleri de alıp yanıma… Sana bir tek dönebilme ihtimalimi bırakıyorum umut
ederek… Yitik bir umudun peşinde beni özleyebilme ihtimalinde, ben gibi hani
adam gibi sevebilmeyi öğrenişinde kanıksayarak… Gidiyorum işte, odamı bile toplamadan… Ne duvarda asılı duran resmini
kaldırıyorum, ne kalanlara aldırıyorum. Gidiyorum işte geride yalnızlığımı da
bırakıyorum sana… Sana ait her ne varsa geride bırakıyorum… Her şeyi burada
senle bırakıyorum… Umutlarımı, yarım kalmışlıklarımı, hatıralarımızı bir de… En
kötüsü de bu işte… Hatıralar öyle can yakıyor ki yokluğunda… Bir de seninle
yaşamak isteyip de yaşayamadıklarımı… Hepsini sana bırakıyorum. Sana duyduğum sevda yüreğimde, sana adadığım yarınlar
düşlerimde… Öyle yorgun, öyle kırılmış… Öyle kederli… Öylece çıkıp gidiyorum
işte… Gidiyorum ya bir adresim bile yok cebimde… Gidiyorum işte içimde seni de
sığdırabildiğimce götürüyorum gittiğim yere… Sana sırf senin için mutluluğun
için, keşke siz yarınlar dileyerek gidiyorum. Bu gidişin dönüşü olur mu
bilmeden gidiyorum. "Kim bilir bu yollarda bir daha yürür müyüm? Kim bilir ne
bekliyor ölürmüyüm, kalır mıyım? Seni dünya gözüyle bir daha görür müyüm? Diyor
ya hani o en sevdiğin şarkı. Ben o şarkıyı mırıldanarak gidiyorum. İşte Gidiyorum. Bir kaçış değil bu gidişim, yalanı yaşamaktansa, seni sensiz
yaşatmaktansa bize bırakılan son şansı kullanıyorum… Beni benden uzak diyarlara alıp gidiyorum… Seni umut etmeyi değil
yalnızca bu şehri terk ediyorum… Sonsuza dek uzak durmak istiyorum artık mavi
semaların köreldiği bu şehirden. Mesafeleri alıyorum aramıza belki ama… Seni
içimde bulduğum bütün boşluklara yayıyorum… Ve seni son öptüğüm yağmurlu geceyi
yok sayıp gidiyorum… Denizi koklayışımı, yakamozla dans edişimi de sana
bırakıyorum sonra… Sayfalarımla seviştiğim mürekkebimin sana tükenişini birde… Ben gidiyorum… Bir daha dönmemecesine uzunca bir yolculuk vakti şimdi… Bu
yüzden en çok bana yakışır hoşça kal demek… Bütün kırgınlığımı mutlu ol
deyişlerime saklayıp sessizce gidiyorum… Hem o kadar da önemli değildir bırakıp
gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı
eğer. Sana son bir kez seviyorum deyişimi, bir de o ilk gün ki gibi bakışlarımı
bırakıyorum… Alışkanlığından vazgeçen bir tiryaki gibi sıkıp yumruklarımı,
arkama dönüp bakmadan gidiyorum. Şimdi gidiyorum… Sana veda bile edemeden… Giderken sensizliği yazıyorum akşamın
gözlerime düştüğü anlarda... Dünkü takvimlerden devraldığım hüzünleri toplayıp
yine yokluğunu kanatıyorum duvarların beni anlamadığı dar vakitlerde... Kâğıt,
kalem bir de cümlelere sığmayan yokluğun... Bir türlü öldüremediğim bir türlü
yenemediğim dilsiz suskunluğun. Her şeye inat gidiyorum işte… Senden gidiyorum
belki ama içimdeki seni alıp gidiyorum… Gidiyorum işte… Bu gidiş seni öldürmeyecek içimde… Bu gidiş bitirse de beni sen
bitmeyeceksin… Öyle ki; Senin bir yerler de bensiz olsa da " nefes alıyor
olmanı " sevdim. Sen bana ait olmasan da; Ben senin var olduğun bu dünyada " yalnızca var
olmayı " seçtim sevgili... Uzağında da olsa yalnızca var olmayı… Hoşça kal
sevgilim… Hoşça kal sevdamı sığdıramadığım bu koca şehir… Gözlerimde buğu,
dilimde sitem, yüreğimde ayrılığının can alıcı yangını avuçlarımda… Ben
gidiyorum…
| |
Views: 583 | Rating: 0.0/0 |
Total comments: 0 | |