Öyle geceler kesilirdi ki avuçlarımda,her bir köşesinde bir infaz dururdu kanlı bıçaklı...Öyle derinden bir sızı saplanırdı ki yüreğime,canım yanardı seni her andığımda...Her aklıma düştüğünde,bir ateş gibi düşerdi hasretin...Tutamazdım gözyaşlarımı ağlardım...Ağlamak hangi yangını söndürebilmişti ki?
Bir gün daha eksilirdi sensizliğimden,her gün batımında...Yokluğunun takviminden bir yaprak daha düşerdi...Senden arta kalanlarla yaşamak zorunda kaldığım acı takviminde,çırpınışlarımdan yorulmuşluğumla tam ortasına düştüğüm yangının...Yüreğime dert olurdu ayrılığın,yalnızlığım hiç dokunmamıştı bana yokluğunda ki kadar...Hiç bu kadar üşümemiştim,sensizliğimde ki gibi...Biliyorum sonu yoktu bunun...Zaman neye çare olabilmişti ki?
Gece örtecekti belki yüzüme vuran hüznü...Belki saklayacaktı daha uzun süre gözyaşlarımı...Peki ya gündüzler...Gün içimin karanlığına inat aydınlanınca...Yine paramparça dönecektim kendime...Geceden kalma suretim silinmeyecekti düşlerimde...Aynalarda takılıp kalacaktı bakışlarım...Tanıdık acılar kesecekti yollarımı...Yeni bir gün çizecektim kendime...Yine koşacaktım son bir umutla geceye...Yine düşecektim...Yokluğun tükenmedikçe,ben tükenecektim...Ve bir daha gülümseyemeyecek,gözyaşına mahkum kalacaktım karanlıklarda...Işıksız,sensiz,ölüm kadar yakın ayrılık kokan odalarda,yokluğuna esir gecelere tutulacaktım...
Yokluğun dayanılmaz,yokluğun zor...Hele bir yalnızlık var ki en zaliminden,yalnızlığım yüreğime düşen bir kor...Gel vazgeçelim yar ayrılıktan,gel bitmeyelim...
Yol yakınken gel vazgeçelim yar!Geri dönelim ayrılık kokan bütün gidişlerden can havliyle.Birbirimizden gitmeden iyiden iyiye ve düşürmeden tılsımını ortak düşlerimizin.Gülüşlerimizden vazgeçmeden dönelim yar!Gözyaşlarına karışmadan,pişmanlıklar bizi sarmadan gel geri dönelim yar!Sıkı sıkıya saralım umarsızca bedenlerimizi,sonsuzlaşalım birlikte.Susalım,söyleyemediklerimize.Gel dönelim yar.Bir daha gitmeyelim.
Devam Edecek...
|